30 Kasım 2007 Cuma

Elma Salyangozu (Apple Snail)





























Afrika kıtasının tropikal suları ile Amerika kıtasındaki ılık sularda yoğun olarak görülmektedirler. Ülkemizde elma salyangozu olarak da adlandırılırlar.Değişik varyateleri olmasına rağmen ülkemizde en çok sarı varyetesi bulunmaktadır. Ilıman bölgelerde bulunan elma salyangozları daha düşük sıcaklıklara da tolere edebilmektedir. Ortalama 18-28 derece arasında bakılabilirler.Bu canlılar hem etçil hemde otçul olarak beslenmektedir. Bu yüzden besleme yaparken hayvansal ve bitkisel yemler kullanılmalıdır. Akvaryuma salatalık ve kabak tarzı bitkisel besinler koyarsanız, belli bir zaman sonra elma salyangozlarının bu sebzelerin üzerlerinde olduğunu görebilirsiniz. Çok fazla bir şekilde bu sebzelerden vermeniz akvaryumunuzun suyunu bozacaktır. Bu yüzden elma salyangozunun tüketebileceği ölçülerde vermelisiniz. Bitkili akvaryumlarda çürümüş yada taze bitkiler besin kaynağıdır.Akvaryumunuzda riccia var ise elma salyangozunuzu çok sık riccialarınızı yerken görebilirsiniz. Ayrıca akvaryumunuzda ölmüş olan balıklar ve ölü elma salyangozları diğer elma salyangozları için besin kaynağıdır. Akvaryumunuzda oluşan bazı algleri yiyerek akvaryum temizliğine de katkıda bulunurlar.
Hem solungaç hem de akciğer solunumuna benzer solunumları vardır.Su dışına çıkıp kabuğunu hava doldururlar. Sonra tekrar suyun içine inerler.Bazen bu işlemi uzayan hortumu sayesinde su yüzeyine çıkmadan su altından gerçekleştirebilirler. Yakından dikkatli baktığınız zaman kabuğun içindeki hava kabarcığını görebilirsiniz. Elma salyangozları için kalsiyum çok önemlidir. Kalsiyumu az olan bir akvaryumda elma salyangozlarının kabuğundaki yumuşamadan dolayı çatlamaları görebilirsiniz. Bu yüzden kalsiyumu yetersiz olan akvaryumlara kalsiyum takviyesi yapılmalıdır. Ayrıca bakıldığı ortamdaki Ph:7 ve 7’nin üzerinde olmalıdır.Aksi halde kabuklara ve elma salyangozuna zarar verebilir.Elma salyangozları eşeyli olarak üreme gerçekleştirirler. Bu yüzden akvaryumda çok bazı salyangoz türleri gibi aşırı bir şekilde çoğalmazlar. Ortalama örmüş oldukları kozanın büyüklüğüne göre 100-400 arası yavru verirler. Akvaryumcudan yada arkadaşınızdan almış olduğunuz bir elma salyangozu birkaç hafta sonra yumurtladığında yavru çıkma ihtimali vardır. Çünkü elma salyangozları erkekten almış olduğu spermi birkaç ay saklayabilir.
Cinsiyet ayrımının kabuğa bakarak anlaşılması zordur.Bu yüzden kabuğun içine bakılması cinsiyet ayrımını belirlemede daha etkili olacaktır. Erkeklerde bir çıkıntı bulunurken dişilerde bu çıkıntı bulunmaz.
Benim gözlemlemiş olduğum kadarıyla apple snailler yumurtalarını karanlık ortamda bıraktığıdır.Çiftleşme gerçekleştikten sonra dişi, olgunlaşan yumurtaları koza şeklinde suyun dışına örmeye başlar.
3-5 gün aralıklarla yumurtlayabilirler. İlk yumurtladıklarında beyazımsı bir renk olan yumurtalar birkaç gün sonra gitgide pembeleşmeye başlar.
Akvaryumunuzun susuz olan üst kısımları yada kapak yumurta dolabilir.Dışarı bıraktığı ortam nemli olmalıdır. Bu yüzden akvaryumunuzun üst kısmı mutlaka kapalı olmalıdır.Çok kuru olduğunda yumurtalar bozulacaktır.Çok nemli olduğunda ise yumurtalar aşırı nemden dolayı, koza akvaryumun içerisine düşerek yumurtanın içindeki yavruların boğulmasına neden olacaktır.Yumurtalar kozadan ortalama 15-30 gün arasında çıkmaya başlar.Bu yüzden uygun nem değerlerinde kozadan çıkan yavrular akvaryumunuzdaki suyun içerisine düşecektir.
Eğer akvaryumunuzda yavru elma salyangozlarını yiyebilecek türde balıklar var ise olgunlaşan yumurtayı eliniz ile bulunduğu ortamdan alıp başka bir kaba koyabilirsiniz. Almış olduğunuz kap yosun kültürü oluşturulmuş olursa yavrular daha hızlı bir şekilde büyüyeceklerdir. Ayrıca hayvansal protein içerikli yemlerden de takviye yapmalısınız.







Hazırlayan: Arda AkGüL

29 Kasım 2007 Perşembe

Papaz Balığı [Chromis Chromis]





























Papaz balıkları sıcak ve ılıman bölgelerde 40 metre derinliğe kadar olan yerlerde yaşayan siyah renkli, sevimli ve şirin balıklardır. Ülkemizde Ege ve Akdeniz sahil şeridinde bol miktarda bulunurlar. Maksimum 15-18 cm gibi mütevazı boylara ulaşabilirler. Kıyıda yüzerken sürekli rast geldiğimiz papaz balıkları genelde bu uzunluklara bile uzaktır.

Bazen oldukça kalabalık gruplar oluşturabilirler. Yalnız sürü formuna girmezler. Zemine bağlı kalmadıkları için dalış esnasında seyir zevki verirler.





Yüzerken kuyruklarını itme gücü sağlama amaçlı kullanmazlar, bazı diğer balıklar gibi yan yüzgeçllerini kullanmayı severler. Dietlerini plankton ve balık larvaları oluşturur. Havaların ısınmasıyla üreme dönemine girerler. Yumurtalarını çok iyi saklarlar. Gözlemlerime göre bazı papaz balıkları yuvalarından ayrılıp diğer papaz balıkları gibi ortalıkta dolaşma konusunda oldukça isteksizdi. Hatta bazılarının çok yakın mesafelere yaklaşmama ve balığın korkmasına rağmen bulunduğu yuvadan ayrılmak istemediklerini farkettim. Bunun yumurtalarını bırakmak istemeyen anne adayları olabileceği ihtimali üzerinde durdum. Ama yumurtaları görmeyi başaramadım. Chromis chromis yavruları ise görülmeye değer balıklar. Fosforlu mavi renkleriyle oldukça albenili oluyorlar. Korunabilmek için yavrular kayalık bölgelerden uzaklaşmıyorlar. Canlı renkleri o küçücük boylarına rağmen farkedilebilmelerini sağlıyor.





Özellikle Ege ve Akdeniz sahillerimizin bu balığın doğal populasyonunu koruması ve arttırması için çok uygun nitelikte olduğunu düşünüyorum. Etinin lezzetsiz olması Chromis chromisler için belki de en büyük avantaj. İnşAllah kıyılarımızda her zaman var olacaklar.









Malawi Gölü (Malawi Lake)








Bilim adamlarınca konulan teşhise göre Malawi Gölü’nün yaklaşık 20.000.000 yıl yaşı olduğu saptanmıştır. Ev ve işyerlerimizde kurduğumuz tanklarımızda beslediğimiz Malawi Cichlid balıklarının anavatanı olan gölün, coğrafi konumu ve istatistiksel bilgilerine gelince boyu 600 küsür kilometre, genişliğide 80 kilometreye kadar ulaşır. Derinliği bazı kesimlerde Myawa sahil şeridinden uzaklaştıkça 700 metreyi bulur. Dünya’nın yedinci büyük, dördüncü en derin gölüdür.

Günümüz itibariyle 850 ayrı Cichlid türünün halen Malawi Gölünde yaşamlarını sürdürdüğü saptanmıştır. Türleri henüz tanımlanmayan grup ve familyalarla beraber bu sayının 1000’in üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Malawi Cichlid’leri tüm Dünya’ da insanların en çok beslediği popüler akvaryum canlıları olmuşlardır. Göz alıcı canlı renkleri yüzünden göle ‘’Darwin’ in Oyun Bahçesi’’ adı da verilmiştir.
Malawi Cichlidleri, kendi aralarında sayısız gruplara ve familyalara ayrılmışlardır. Bu canlılar için gölün sınırsız uzunluğu halen günümüzde bir çok türün bir arada uyum içinde yaşamasını sağlamaktadır. Karakteristik özellikleriyle bir çok tatlı su canlısı içinde çok saygın bir yere sahiptirler. Erkeklerin çok eşli olması, dişilerin annelik içgüdüsüne sahip olması, 1960’lı yıllardan bu yana günümüze her daim gelişerek gelen akvaryum hobisinde onları efsanevi kılmıştır. En popülerleri Mbuna türleridir. Çoğunlukla kaya ve taşların arasında yaşıyor olsalarda, yaşamlarını sürdürdükleri alanlar çok geniştir. Mbuna dişileri, gündüzleri genellikle kayaların üstünde koloni halinde gezerler. Her grubun kendine ait sahiplendiği geniş bir alan vardır ve bu alanları erkek balıklar, diğer canlı türlerine ve başka grubun erkeklerine karşı çok agresif bir biçimde korurlar. Bir genelleme yaparsak; yaşam alanlarına göre türlere ayrılmış olan bütün Malawi Cichlidleri bu davranışları sergilerler. Akvaryumlarımıza konuk olan en popüler Mbuna türleri; Labidochromis Caerelus, Maylandia Lombardoi, Metriaclima Estheare ve Acei’lerdir.
Malawi Gölü balıklarının göldeki beslenme şekilleri, tüm yaşayış stilleriyle aynı seyreder. Kayaların üzerinde oluşan algleri ve onların içindeki mikroorganizmaları yerler. Ne yazık ki her populasyonda olduğu gibi, büyük balık küçük balığı yer kanunu bu gölde de geçerlidir. Kayalara yakın kumluk alanlarda yaşayan Malawi Cichlidleri (Ör: Sciaenochromis Fryeri) çoğunlukla Mbuna yavrularını avlarlar. Bir diğer agresif türlerden Livingstoni (Yaşayan Kaya) bu konuda en usta olan cichlid türüdür. Göldeki en büyük Livingstoni’ler bile çok başarılı birer oyuncudurlar. Ölü taklidi yaparak zeminde ve kayalarda uzanırlar. Kendisini ölü sanarak yanına yaklaşan, tüm küçük tatlı su canlılarını ani hareketleriyle yakalayıp yerler.
Malawi Cichlidlerinin neredeyse tamamı aynı üreme şeklini gösterirler ve hepsi kolay üreyen türlerdir. Mbuna’lar ve kayalık alanlarda yaşayan diğer türler; sahip oldukları geniş ve çok aydınlık olmayan kayalıklarda, kumluk alanda hayatlarını sürdüren balıklar ise ağızlarıyla kumu taşıyarak oluşturdukları kraterler üzerinde çiftleşirler. Çoğunlukla tespit edilmiş yerler buralardır ancak krater hariç kum ve yine kraterlerin üzerinde çiftleşen Mbuna’lar da görülmüştür. Bütün türleri ele alırsak; dişi Malawi Cichlidleri ağızlarına aldıkları yumurtaları 20-25 gün kuluçka yaparlar. Kuluçka süresinin sonunda yetişkin bir cichlid bir batında ortalama 20-30 yavru verir. Bu sayı Cyrtocara Moori başta olmak üzere birkaç türde yoğun olarak artış gösterebilir. Yavrular annelerinin ağzından ilk kez dışarı çıkışlarıyla birlikte en sağlıklı yüzebilecek düzeye ve anne ağzına yeniden giremeyecek boyuta geldikleri zamana kadar annelerinin ağzına girip çıkarak dış tehlikelerden korunurlar.
Yazımın başında da söylediğim gibi, Malawi Gölü’nde henüz keşfedilmemiş türlerle beraber toplam 1000’in üzerinde balık türünün yaşamlarını sürdürdüğü tahmin edilmektedir. Bu türleri keşfeden bir çok bilim adamı, keşfettiği balığa Latince ismini verirken kendi adını da kullanmıştır. Örnek olarak İngiliz bilim adamı Stuart Grant, keşfettiği balık türüne kendi ismini vermiştir. Aulonacara Stuartgranti.
Efsanevi Malawi Gölü ve rengarenk Malawi Cichlidleri, gölün kıyılarının bulunduğu Tanzanya, Mozambik ve Malawi ülkelerinde turizmin yapıtaşıdır.